Yeni yaşam tarzına karşı geçmişe dönük oluşan tepkisel akımlardan en önemlisi 1980’li yılların sonunda İtalya’da başladı. 1986’da İtalya’da Roma’nın ünlü İspanyol merdivenlerinin yanında Mc Donald’s açılınca İtalya’da önemli bir tepki oluştu. Hareketin örgütlü bir hal alması 1989’da oldu. 1989’da Paris’de “Yavaş Beslenme Hareketi (Slow Food Movement)” kuruldu. Bir yıl sonra 1990’da İtalya’nın Venice kentinde ilk kongreleri yapıldı. 1992’de Yavaş beslenme hareketi Almanya, 1993’de İsviçre’de, 2000’de ABD’de, 2003’de Fransa’da kuruldu. 2004 yılına gelindiğinde 130 ülkeden 1200 gıda topluluğunun 5000 üyesini bir araya getiren bir sivil toplum hareketi olmuştu. Hareketin İtalya’da öncülüğünü Carlo Petrini önderliğindeki aşçılar yapmıştı. Hareketin yayılması ile birlikte hareket destek olmak için 2003 yılında Terra Madre (Toprak Ana) hareketi başladı. Terra Madre hareketi de yavaş beslenme hareketini destekliyor ve geleneksel beslenmeye verilecek önem ile toprağa daha çok yaklaşılacağını bunun da insanları rahatlatacağını öne sürüyordu.
Cittaslow www.cittaslow.net
Ekim 1999’da İtalya’nın Orvieto kentinde yaşama geçirilen “Cittaslow (Sakin şehirler) hareketi de yavaş beslenme ve terra madre hareketi ile aynı amaçlar için ancak daha geniş olarak şehirlerin yeniden dizaynı ve sadelik için uğraş veriyor. Sakin şehirlerde her şey kazanç için değil her şey insanlar için anlayışı öne çıkıyor. Yayalar için ayrılan yerler ön plana çıkarılıyor ve daha geniş olarak düzenleniyor. Bisiklet ve koşu bantlarına özel önem veriliyor. İnsanlar rengarenk çiçekler ve ağaçlarlar bezenmiş parklarda oturup sohbet etme imkanı bulabiliyor. Gürültü, beton yapılar, duman ve sağlığa zararlı her şeyin asgariye indirildiği bir ortam. İtalya’da Piedmonte bölgesindeki Bra şehri sakin şehirlerden birisi. Bu şehir sakinleri her sabah yürüyüş ve koşularını temiz bir ortamda yapabiliyorlar. Fast food kültüründen uzak, yerel değerlerin daha öne çıkarıldığı bir beslenme anlayışı egemen. Çevreye çöp atanlar, insanları rahatsız edici şekilde gürültü yapanlar yok. Şehir reklam panolarından arındırılmış. En işlek caddelerde dahi reklam panoları, gösterişli ışıklar yok. Her şey sadelik üzerine odaklanmış. Hiçbir evin üzerinde televizyon anteni veya çanak anten bulunmuyor. Şehir görüntüsü adeta 2000’li yıllardan uzak orta çağın gizemli havasını yansıtıyor. Şehrin hiçbir yerinde fast food ve süpermarketler yok. Alışverişler mahalli dükkanlardan yapılıyor. Yemekler geleneksel yemeklerden oluşuyor. Şehir akşam olunca da sadeliğinden ve sessizliğinden bir şey kaybetmiyor. Asli unsur sohbet, birlikte güzel vakit geçirmek üzerine kurulmuş. Sade şehirler adeta 21. yüzyılın stres yüklü yaşam tarzına karşı bir meydan okuma.
Sakin şehirler hareketine katılmak isteyen bir şehir öncelikle bu hareketin değerlerini benimsemeli ve Birlik Anlaşma bildirgesine imza atmalı. Her yıl farklı şehirlerde birlik üyesi şehir temsilcileri toplantılar yapıyorlar. Sakin şehir olmanın en belirgin özellikleri ise şunlar:
- Yaşamın her alanında sadelik
- Fast food tarzı yeme alışkanlıkları yerine yerel ve geleneksel yavaş yeme özellikleri
- Çevreye özel önem vererek gürültüsüz, temiz ve insanlar için rahat ve sade mekanların oluşturulduğu mekanlar
- Trafiğe araç çıkışının en az olduğu, trafik gürültüsünün olmadığı bir yaşam tarzı
- Çevre ve şehir yapısının kalitesini artıracak bir yapının geliştirilmesi
- Yayalar için ayrılan alanların genişletilmesi
- Gıda ürünlerinin tamamen tabii ve ekolojik yollarla gerçekleştirilmesi
- Yerel ve mahalli değerlerin korunması
- İnsanlar arası iletişimi ve sohbeti oluşturacak toplantı mekanlarının oluşturulması
- Bu anlayışların benimsenmesine karar verilmesinden sonra Sakin Şehirler Hareketi Bildirgesinin imzalanarak bu hareketin ortak logosunun kullanılması
- Bu konuda kamu ve özel sektör bazında tanıtıcı ve destekleyici faaliyetlerin yapılması
Sefertası Hareketi www.sefertasihareketi.org
Türkiye’de Fast Food hareketine karşı bu hareketlerle aynı yönde Mart 1999’da “Sefertası Hareketi” adlı oluşum başlatıldı. 18 Ekim 2000’de basına tanıtımı yapıldı. Sefertası hareketinin amacı evde yemek pişirilmesini ve aile sofralarını, fast food’un olumsuz etkilerine karşı toplumun bağışıklık mekanizması olarak görmekte ve teşvik etmektedir şeklinde açıklanmıştır. Sefertası da gelenekselliği simgelemektedir.
Modern anlamda kentleşme ve kentsel toplum önemli ölçüde sanayi devrimi sonrası oluşmuştur. Sanayi devrimi sonrası oluşan kent yaşamı kırsal nüfusu azalttığı gibi, stres, yoğunluk ve kazanç hırsını da beraberinde getirdi. Bu ise yaşam kalitesinin düşmesine yol açtı. Gelişmekte olan ülkelerde de şehir nüfusları hızla artmaktadır. Şehir nüfuslarının artışı ile birlikte oluşan sorunlar ağına karşı sağlıklı çözümler bulabilmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü de boş durmamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırlattığı bir rapora göre ‘sürdürülebilir bir sağlıklı şehir” şu özellikleri taşımalıdır:
- İyi temel su, kanalizasyon kalitesi ve hava kalitesi
- Hayat kalitesi
- Doğal ve kültürel değerlerin korunması
- İnsani refah ve eşitlik
- Temiz ve yaşanabilir bir çevre
Bu amaçlarla Dünya Sağlık Örgütü de ‘sağlıklı şehirler (Healthy Cities)’ modelini oluşturmaya çalışmakta ve bu amaçla şehirleri inceleyerek puanlamalar yapmaktadır. Bilişim çağı adını verebileceğimiz yaşadığımız çağda her alanda gerçekleşen inanılmaz gelişim hızına rağmen insanoğlu kendini ihmal etmemeli. Etmiyor da zaten. Bu yüzden yaşadığımız mekanların daha sağlıklı ve zihinsel yetilerimizi ön plana çıkarıcı bir şekle getirilmesine çalışmalıyız. Şehirlerde nüfus ile birlikte hızla artan suç oranlarının önüne de ancak bu şekilde geçebiliriz. Yani Sakin, Sade ve Sağlıklı Şehirler (3 S) Oluşturarak…
Şarköy ilçesi de 3 S kuralına uygun olarak sakin, sade ve sağlıklı şehir olmaya aday temel özellikler içeriyor. Bu nedenle şehri yönetenlerin ve yönetecek olanların hızla büyüyen diğer kentlerden farklı olarak insanların stressiz, sakin, gürültüsüz bir ortamda yerel değerleri öne çıkartan bir yaşam tarzı içinde olmalarını temel anlayış olarak görmeleri doğru olacaktır. Sağlıklı bireyler olmanın yolu da buradan geçmektedir.
29 Mayıs 2006
* Makale, Mayıs 2006’da Trakya Üniversitesi Şarköy Meslek Yüksek Okulu tarafından düzenlenen ve Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Bülent Eker tarafından verilen “Toplam Yaşam Kalitesi” konulu konferans sonrası katılımcılara dağıtılmış ve Şarköy Beyaz Sayfa Gazetesi’nde de yayımlanmıştır.