Evliya Çelebi adlı ilk hacimli biyografiyi hazırlayan Yusuf Çetindağ, dünyanın çeşitli bölgelerini yarım asır at sırtında gezen Evliya Çelebi tarafından kaleme alınan Seyahatname için "Dünya tarihinde onu geçecek ikinci bir kitap yok." diyor.
Doğumunun 400. yılında UNESCO'nun 2011'i "Evliya Çelebi Yılı" ilan etmesi ile dünyaca ünlü seyyahımız yeniden gündeme geldi. Kaynak Yayınları'ndan çıkan 'Evliya Çelebi' adlı ilk hacimli biyografiyi hazırlayan Yrd. Doç Dr. Yusuf Çetindağ, ünlü gezginin Seyahatname'yi yazmasının 17. yüzyılı aydınlattığını söylüyor. Çetindağ, "UNESCO'nun böyle bir etkinlik yılı ilan etmesi Çelebi'ye olan teveccühü artırmıştır. Medeniyetine güvenmeyen ve eleştiren içimizdeki oryantalistlerin kendi kaynaklarını tanıması için vesile olmasını ümit ediyorum." diye konuşuyor. Çetindağ, Çelebi'nin 17. yüzyılda yaşadığı dönemin Osmanlı'nın en ihtişamlı ortamı olduğunu belirterek 20 milyon kilometrekare ile dünyanın en büyük devletinin seyyahı olduğunu dile getiriyor.
Yazar, Seyahatname'yi güvenilir bir kaynak olarak görmeyenlere ise şu cevabı veriyor. "Koca eserde anlattığı birkaç fıkra ile Seyahatname'yi genelleyenler var. Bu, oryantalist bir bakış açısıdır. Osmanlı'yı küçük görenlerin ne tarihine ne de edebiyatına saygıları olmuyor. Hâlbuki Çelebi, eserini ayrıntılı ve sabırlı bir şekilde kaleme almış. Dünya tarihinde Seyahatname'yi geçecek ikinci bir kitap yok. Mübalağa o dönemin bir edebi sanatı, tıpkı bugün olduğu gibi. Seyahatname sanat, tarih, sosyoloji, psikoloji, felsefe açısından muazzam bir kitap."
|
Devamını oku...
|
Polonya’nın Lidzbark Warminski kentinde düzenlenen 2011 Cittaslow Genel Kurulu’nda Türkiye’den dört kent daha Sakin Şehir olarak “Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı’na” katıldı.
 Fotoğraf: Gökhan Özcan
2011 Cittaslow Genel Kurulu’na Türkiye damga vurdu. Lidzbark Warminski Belediye Başkanı Artur Wajs tarafından açılışı yapılan toplantıda Türkiye’nin Cittaslow Başkenti Seferihisar tarafından birliğe aday gösterilerek dosyaları teslim edilen 4 kentin Cittaslow üyeliği açıklandı. Buna göre Akyaka (Muğla), Yenipazar (Aydın), Gökçeada (Çanakkale) ve Taraklı (Sakarya), Türkiye’nin yeni Sakin Şehirleri oldu
Cittaslow Türkiye adına sunum yapan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer yeni kentleri Cittaslow üyelerine tanıttı. Sunumda Akyaka’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğu ve biyoçeşitliliğiyle, Taraklı’nın karakteristik mimari yapısı ve restore edilen çok sayıda binasıyla Türkiye’nin Sakin Şehir olmaya en uygun yerlerinden olduklarını belirtti. Yenipazar’ın Türkiye çapında ünlü pidesi başta olmak üzere yerel yemekleriyle, Gökçeada’nın ise adada organik üretim yapılmasıyla ve Slow Food etkinlikleri sayesinde kendi özelliklerine sahip çıkan kentler olduğu vurgulandı. Sunum sonrasında yapılan törenle Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Çalca, Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erden, Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay Cittaslow sertifikaları aldılar. Türkiye’de 5 Cittaslow olmasıyla Uluslararası İcra Kurulu’na giren Türkiye, bundan sonra Cittaslow örgütünün karar alma süreçlerinde söz sahibi olacak. 25 ülkeden 150 kentin belediye başkanları düzeyinde temsil edildiği 16 üye tarafından kurulan İcra Kurulu’nda Türkiye’den başka İtalya, Portekiz, Avustralya, ABD, Polonya, Belçika ve Avusturya’lı belediye başkanları yer alıyor. Yeni üyelerle birlikte Ulusal Birliği’ni kurarak İcra Kurulu’na giren Seferihisar, Cittaslow’ların geleceğiyle ilgili karar verme yetkisini kazandı. Ulusal Birliği’ni kuran Türkiye 2013 yılı Cittaslow Genel Kurulu’na ev sahipliği yapma hakkını elde etti. Birliğin en büyük organizasyonu 2013 Haziran’ında dünyanın dört bir yanından 25 ülke, 150 belediye başkanı, Cittaslow yetkilileri ve gönüllülerinin katılımıyla Seferihisar’da gerçekleşecek.2013’te tüm dünya Seferihisar'da
|
Devamını oku...
|
Selim İleri
Bir hafta kadar önceydi, değerli dostum Sinan Uluand, Süheyl Ünver'in Bursa Defterleri'ni yayımladıklarını haber verdi. Çok sevindim: Ünver'in yazılarını okumak, o harikulâde resimlerine dalıp gitmek sayılı mutluluklarım arasında.
'Öz'ünü şu ya da bu sebeple git git yitiren bugünkü toplumda Süheyl Ünver bir 'anıt kişi'dir. Ne yazık ki bu anıt kişiyi kalabalıklarla bir türlü buluşturamıyoruz. Onun derin bilgisi, derin duyuşu -şimdilik- yalnızca meraklısına ses yöneltiyor.
Yazılarında, notlarında, hatta 'çiziktirme'lerinde gerçek bir edebiyat adamıdır. Anlatımı, üslûbu, kendine özgü sözdizimi Ünver'i öteden beri edebiyatımızda önde gelen bir isim kılmışken; şairlere, yazarlara açılmış sözlüklerde, ansiklopedilerde Süheyl Ünver maddesine rastlanılmaz.
Necatigil'in bile gözünden kaçmış. Sanat tarihine tutkun bir bilim adamı olması mı önünü kesmiş, bilmiyorum. Edebî değerler koruyucusu Necatigil nasılsa uzak durmuş...
Bursa defterlerinin önsözünden öğrendiğimize göre, Süheyl Ünver incelemeleri, makaleleri, notları, risaleleri, irili ufaklı yazılarıyla yaklaşık iki bin eserin sahibi! Şöyle belirtiliyor: "Ünver'in eser sayısı 1880'leri bulacak; vefatından sonra bile, hazırladığı notlardan ve arşivindeki defterlerden, suluboya ve karakalem resimlerinden hazırlanan kitaplar neşredilmeye devam olunarak bu rakkam 2000'li sayılara ulaşacaktır."
İşte, gözden ırak tuttuğumuz böylesi bir hazine!
|
Devamını oku...
|
Vefatının 25. Yılında Süheyl Ünver’e Dair Düşünceler
Ahmed Güner Sayar
Süheyl Ünver, düşüncede ve aksiyonda bugün 90 yaşına ulaşan Cumhuriyet Türkiyesi’nin kültürel dünyasının şekillenmesinde, Osmanlı ile tarihi sürekliliğin sağlanmasında mühim çalışmalarda bulunmuş çok yönlü bir ilim, sanat ve gönül adamıdır. Ünver, çok yazmış, parmaklarının ucuyla pek çok sanat eseri (tezhip, minyatür, resim) üretmiştir. Kayda geçmiş mevcut bilgi verilerinden hareketle ortaya esaslı bir Süheyl Ünver portresinin çizileceği muhakkaktır. Ancak, elde mevcut pozitif bilgi verileri bize sadece bir bilim ve sanat adamı olarak onun yüz çizgilerini aktaracaktır. Bu haliyle de olsa, Süheyl Ünver’in entellektüel portresi tamamlanmış sayılamaz. Bilinen, fakat günışığına çekilmiş olsa bile yeterince aydınlatılmamış olan gönül adamlığı ise onun kalbi-i selim tarafını temsil eder.
Süheyl Ünver’in mutasavvıf kimliğini gösterir bilgi verileri, mistik şiirlerinde bulunmaktadır. Fakat, bunlardan öte, Süleymaniye Kütüphanesi’ne vakfettiği defterlerine saçılmış durumda bulunan notlarının toplanmasıyla onun gözlerden ırak bu kimliği ortaya çıkacaktır. Görülen odur ki, Süheyl Ünver sahibi olduğu derin ruh selâmet ve aydınlığını el yapması eserlerine, kitap, makale ve gazete yazılarının satır aralarına, dost ve yakınlarına yazdığı toplanmamış mektuplarına ve bilhassa, huzur veren can sohbetleriyle insanlarla ilişkilerinde dışa vuran davranışlarına taşımıştır. Bu sözlerimizin kıymet hükmü şudur: Süheyl Ünver’le, ayak üstü dahi olsa, sohbet eden herkes onun her sözü hikmete bürünmüş konuşmasından müstefid olmuşlardır. Ona tahsisi olarak sohbet yoluyla ulaşanların kişisel tarihinde bu sohbetler mühim ve kalıcı izler bırakmıştır.
|
Devamını oku...
|
Dünyanın tüm denizlerini içinde barındıran ve bu özelliğiyle alanında bir ilk olan İstanbul Akvaryum’un Başbakan Erdoğan ve Başkan Topbaş birlikte açtı. Erdoğan, “İstanbul hareketliyse, çalışıyorsa, üretiyorsa, gelişiyorsa Türkiye'de de işler iyi gidiyor demektir” dedi.
Dünyanın tüm denizlerini içinde barındıran ve bu özelliğiyle alanında bir ilk olan Florya'daki İstanbul Akvaryumu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Eşi Emine Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Eşi Özleyiş Topbaş’ın katılımıyla düzenlenen bir törenle hizmete açıldı.
Binlerce vatandaşın katıldığı açılışta Devlet Bakanı ve Başmüzarekeci Egemen Bağış, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Baştürk ile İBB Bürokratları da yer aldı.
|
Devamını oku...
|

Türkiye’de ilk kez bilgi ve tecrübe paylaşımı için bir permakültür buluşması düzenlenecek.
Buluşmanın amacı, Türkiye’de permakültürü öğrenen ve uygulayan bireyleri biraraya getirerek, permakültürle ilgili bilgi ve tecrübe paylaşımı yapabilecekleri bir öğrenme ve dayanışma alanı yaratmak ve Türkiye’deki permakültür topluluğunu ve ağını güçlendirmektir.
Buluşmada, permakültürün yeryüzünü korumak, insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve adil paylaşım ilkelerinden yola çıkarak gıda üretimi, enerji, atık yönetimi, su kullanımı, doğal inşaat, topluluk oluşturma, alternatif ekonomiler gibi pek çok farklı konuda bilgi ve tecrübe paylaşımını, uygulamalarla yaparak öğrenmeyi ve birlikte yeni projeler ve ortak akıl geliştirmeyi hedefliyoruz.
Buluşmada sohbetler, uygulamalı atölye çalışmaları, film gösterimleri, sunumlar, tohum takası, müzik, dans, performanslar ve sanatsal etkinlikler olacak.
İlk Türkiye Permakültür Buluşması cennet Kazdağı’nda, Bayramiç’e yaklaşık 20 km mesafedeki Muratlar Köyü’nün Yeniköy mevkiindeki Bayramiç-Yeniköy girişiminin arazisinde gerçekleşecek Bayramiç-Yeniköy girişimi ile ilgili bilgi için: http://www.bayramicyenikoy.com/
Türkiye Permakültür Buluşması Davetiye
Türkiye Permakültür Buluşması Kayıt Formu
Buluşmayla ilgili detaylı bilgi ve kayıt için:
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
|
|
|