Şehirler, Efsaneler, Arkeolojik Astronomi PDF Yazdır e-Posta

 

EVVEL ZAMAN İÇİNDE
Şehirler, Efsaneler, Arkeolojik Astronomi
Alev Alatlı

Ben, İstanbul’luyum. Anadolu şehirlerinin hemen hepsi gibi, çocukluğumun İstanbul’u da Rus dilinde “regulyarnaya” kelimesi ile ifade edilen “nizami mimari”den hemen hiç nasibini almamış bir şehirdi. Bugün bile almış olduğu söylenemez.

Bizim düzine tankın yanyana geçebileceği cetvelle çizilmiş büyük bulvarlarımız, dört köşe “rayon”larımız, geometrik meydanlarımız, bize tepeden bakan dev binalarımız hemen hiç olmamıştı.* Topkapı, Çırağan gibi imparatorluk sarayları bile, daha sonraki yıllarda ziyaret etmek fırsatını bulduğum West Minister, Versailles gibi yapıların, Alman şatolarının yanında hayli mütevazıdırlar. Zarif Beylerbeyi kasrı, St.Petersburg’daki o nefes kesici Çarskoye Selo ile kıyaslandığında, Çariçe Elizabeta’nın giyinme odasından daha büyük yada daha görkemli değildir. Bizde Kazan Üniversitesinin muhteşem bloğunun bir eşi de yok.** Dar, dolambaçlı, hatta eğribüğrü sokaklar, kâh birbirlerine abanan, kâh uzaklaşan ahşap yapılar, küçük meydanların ortasında küçük camiler, mescitler, sebiller, çitlembikler, fıstık çamları, ıhlamurlar ve erguvanlar.*** İstanbul, buydu. Şurası muhakkak ki, hiç bir zaman bugün gördüğüm görkemli Kazan olmadı. Ve ben hep merak ettim, “Neden?”

devamını oku>>>